VEDA HACCI
(9 Zilhicce 10 Hicri - 8 Mart 632 Miladi - Cuma)
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hicri 10. yılda Hakk'ın rahmetine kavuşmadan önceki son haccında, sayıları yüz yirmi dört bini bulan hacılara hitaben verdiği hutbeye Veda Hutbesi denir.
Veda hutbesi her ne kadar tek bir hutbeymiş gibi kabul edilmekteyse de, aslında bu hutbe, önce Arafat ve Mina'da ve bir gün sonra yine Mina'da olmak üzere, arefe gününde, bayramın birinci ve ikinci günlerinde parça parça verilmiştir.
(Tecrid-i Sarih Tercemesi 10. 396)
Hutbenin bir araya toplanmasında farklı kişi ve grupların rivayetlerinden faydalanılmış, ayrı yer ve zamanda verilen bu üç hutbe, daha sonraki yıllarda tek bir hutbe olarak bir araya getirilmiştir.
VEDA HUTBESİ
Ey İnsanlar! Sözümü iyi dinleyiniz. Bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşup bulaşamayacağımı bilmiyorum.
Ey İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl muberek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öylece mukaddestir; her türlü tecavüzden korunmuştur.(1)
Ashabım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız. Bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizi öldürmeyin.(2)
Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza eder. (3)
Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu sahibine versin .
Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır.
Lakin aldığınız borcun aslını vermeniz gerekir.
Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyeden kalma bu çirkin adetin her türlüsü ayağımın altındadır.
İlk kaldırdığım faiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın faizidir. (4)
Ashabım! Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Haris'in oğlu) Rabia’nın kan davasıdır(5)
Ey İnsanlar! Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurma gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz, bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız. (6)
Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz.
Sizin kadınlar üzerinde, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, onların aile yuvasını hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp sakındırabilirsiniz.
Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. (7)
Ey Mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum. Ki onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emanetler, Allah kitabı Kur'an ve O'nun Resulünün sünnetidir. (8)
Ey Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz.
Müslüman müslümanın kardeşidir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz etmeniz helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğuyla kendisine verilmiş olsun.
Ashabım! Kendinize de zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. (9)
Ey İnsanlar! Cenab-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir.
Mirasçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. (10)
Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona aittir. Zina eden için ise mahrumiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiasına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Allah böylesi insanların ne tevbelerini ne de adalet ve şahitliklerini kabul eder.(11)
Ey İnsanlar! Rabbınız birdir, babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız.
Adem ise topraktandır. Arabın, Arap olmayana takva dışında bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük, ancak takva iledir. Allah yanında en makbul olanınız, en muttaki olanınızdır. (12)
Herkes kendi işlediği suçtan sorumludur. Baba oğlunun, oğul da babasının suçundan mesul değildir.
Dikkat ediniz !
Şu dört şeyi kesinlikle yapmayınız :
Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayınız.
Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı cana haksız yere kıymayınız.
Zina etmeyiniz.
Hırsızlık yapmayınız.
Ey İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz?
Ashabı kiram: Şahadet ederiz ki, Allah'ın dinini teblig ettin, görevini hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, dediler.
Rasulüllah (s.a.v.) mübarek şehadet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemaat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:
Şahid ol Ya Rab! Şahid ol Ya Rab! Şahid ol Ya Rab! buyurdu".(13)
KAYNAKLAR...
(1) el-Buhari, 1/24; Tecrid Tercemesi, 1/63 (Hadis No: 61); Riyazü's-Salihin Tercemesi, 1/253 (Hadis No: 203); Beyhaki, es-Sünen'ü'l Kübra, 5/274; İbn Hişam, 4/250
(2) el-Buhari, 1/38; Tecrid Tercemesi, 1/99 (Hadis No: 101); Riyazüs'Salihin Tercemesi, 2/111 (Hadis No: 701); İbn Hişam, 4/250
(3) el-Buhari, 5/126-127; Müslim, 2/889 (Hadis No: 1218); Beyhaki, Sünen, 5/140, Haydarabad, 1352; Tecrid Tercemesi, 10/437 (Hadis No: 1654) Riyazü's-Salihin Tercemesi, 1/260-262 (Hadis No: 211)
(4) Müslim, 2/889 (Hadis No: 1218); Ebu Davud, 1/442 (Hadis No: 1905); Beyhaki, 5/275; İbn Hişam, 4/251
(5) Ebu Davud, 2/219, (Hadis No: 3334); İbn Hişam, 4/251; Rabia, oğluna süt anne bulmak için Sa'd Oğulları kabilesine gittiğinde Hüzeyl onu öldürmüştü. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz koyduğu yasakları önce kendi yakınlarında uygulamıştır.
(6) İbn Hişam, 4/251 (7) Tirmizi, 3/467, (Hadis No: 1163); Ebu Davud, 1/442 (Hadis No: 1905); İbn Mace, 1/594 (Hadis No: 1851); Riyazü's-Salihin Tercemesi, 1/318-319 (Hadis No: 274); İbn Hişam, 4/251
(7) Malik, el-Muvatta, 2/899 (Kader, 3); Müslim, 2/889-890 (Hadis No: 1218); Ebu Davud, 1/442 (Hadis No: 1905); et-Tirmizi, 5/662-663 Hadis No: 3786, 3788); İbn Mace, 2/1025 (Hadis No: 3074)
(8) el-Buhari, 4/126-127; Tecrid Tercemesi, 10/437-330 (Hadis No: 1654); İbn Hişam, 4/251
(9) el-Buhari, 1/35
(10) Ebu Davud, 2/103 (Hadis No: 2870)
(11) İbn Hişam, 4/253
(12) Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/411 Kahire, 1313; Mecmau'z-Zevaid, 3/266 ve 8/84, Beyrut, 1967
(13) Müslim, 2/890 (Hadis No: 1218); Ebu Davud, 1/442 (Hadis No: 1905); İbn Hişam, 4/250-253; Tecrid Tercemesi, 10/431-434
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder